13 Kasım 2012 Salı

...

Var olmaya başladığım andan bu yana hep var olan, beni huyumla-suyumla var eden ve var olduğumu anlamamı sağlayan canım annem artık yok... Yani anılarımızda var, ama yanımızda yok... Onun vazosu, onun çiçekleri, onun giysileri var, ama artık O yok.. Ev artık onsuz var... Kocaman bir boşluk... Çok büyük bir eksiklik... Çok büyük bir sessizlik...  

Bu gidişi kavrayışını "Ama biz onu bir çocuğun alışveriş merkezinde annesini kaybetmesi gibi kaybetmedik ki onu tamamen kaybettik, sonsuza kadar göremeyeceğiz anlıyor musun teyze? Ben onu çok özlüyorum, evin neşesiydi" diye anlatan Derin.

Sonra, onsuz ilk bayram kahvaltısında masaya koyduğum tabağını tekrar dolaba koymak, bomboş kalan sandalyesine oturmak, giysilerini toplamak, elime geçen her bir parçayı koklamak, koklamak, kokusunu aramak... Bu kadar çabuk mu gidiyor yeryüzünden kokumuz? Gündüz işte kaybolmak, akşam onun evine giderken hıçkırıkları yutmaya çalışmak, evinden ayrılmak istemeyip eşyalardaki izlerine dokunmak, evden ayrılamamak, inanmaya çalışmak, inanmaya başlayınca nefes alamamak... Sonra küçücük bir çocuk gibi sarsıla sarsıla ağlamak... Sırf O öyle isterdi diye dualar okumak... Cennetin en güzel köşesinde annesine, babasına, kardeşlerine ve ninesine kavuştuğunu ve iyi olduğunu düşlemek, hemen ardından aslında onun için her şeyin bittiğini ve toprağın altında çürümekte olduğunu ayrımsamak... 

Annem gideli bugün 24 gün oluyor, sanırım hayatımın en uzun 24 günü... 21 Ekim ve sonrası çok bulanık... Biliyorum tekrar berraklaşacak... Kendimize iyi bakmaya dair onun öğrettiği her şey tekrar hatırlanacak... Yemekler aynı lezzetini bulacak, uyku aynı sıcaklığı ile saracak, tekrar içtenlikle kahkahalar atılacak... Ama şimdi göğsümün ortasında bir ağırlık... İçimdeki yanma hissi... Ne eve sığabiliyorum, ne dışarıda durabiliyorum... Onu çok özlüyorum...
1962 yılında, yani annem 16 yaşındayken, çekildiğini düşündüğüm bu fotoğraftaki aileden geriye sadece anneciğimin sağındaki dayım kaldı... Umarım benim ona özlemim büyürken, annem kendinden önce giden sevdikleriyle buluşmuş, hasret gideriyordur.

Işıklar içinde ol güzel annem, huzurla uyu, mekanın cennet olsun!