28 Ekim 2009 Çarşamba

Mersin'de Bir Haftasonu

Çok yakında ufukta yeni bir Mersin yolculuğu görünse de ilkinin bana yaşattıklarını yazmadan ikinciyi anlatmak istemedim.. Aslında bir süredir yazayım diyorum ama olmadı bir türlü.. Neyse :) 17 Ekim'de Mersin'deydim, 18 Ekim akşamı da tekrar döndüm Ankara'ya.. 24 saat bile sürmeyen bu kısa yolculuğa; büyüyen iki ailenin mutluluğu, benim aile dışından ama çok da "içten" tek kişi olarak dahil oluşumun verdiği mutluluk ve gurur, depreşen anılarım, biraz burukluk ama çokça sevinç, özlediğim deniz, sıcak ve nemli hava, ilk kez tadına baktığım lagos, dostluk, aidiyet gibi çok değerli şeyler sığdı.. Ama en çok Pınarımın ve sevgili Barış'ın heyecanı :) çoğu zaman benim de kalbim kulaklarımda gümlüyordu.. Pınar ve Barış evleniyorlar, o haftasonu, bu mutluluğun iki aile arasında geleneksel olarak yapılması beklenen ama hiç de geleneksel olmayan, çok güzel cümlelerle ifade edildiği konuşmaları dinlemek muhteşemdi.. Sonra kocaman, sıcacık bir aile ile huzurun, gülüşmelerin, dostluğun eşliğinde bir minibüse doluşup Narlıkuyu'ya gitmek, ardından uçağa yetişme telaşı içindeyken evde kalan muhteşem yiyecekleri ganimet toplayan korsanlar edasıyla çantalara dolduruşumuz ve kahkahalarla yola çıkışımız.. Bana kalan duygu HUZUR.. Anlatırken en çok anımsadığım ve hala içimi dolduran :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder