11 Ocak 2012 Çarşamba

Üsküdar.. Veli Et Balık Lokantası.. Geştalt..

Dün akşam Geştalt süpervizyon toplantımız vardı. İstanbul'da yaşayıp da iki ayda bir eğitim için Ankara'ya gidip, her seferinde hocalarının ve diğer arkadaşlarının önünde terapi yapıp, geri bildirimler nedeni ile kaygıdan perişan olan, sonra yetmemiş gibi iki ayda bir yaptığı o detaylı ödevlerle ve daha bir sürü gergin şeyle kendine eziyet eden dört kişi; dün birbirimize terapi yapıp, birbirimizden geri bildirimler aldık. İki ayda bir eğitimler arasında altı kez de bunu yapmamız gerekiyor.. Kesinlikle yararlı birşey.. ama akşam geç saatlere kadar yoğun biçimde çalışıp, sonra da buna odaklanmak oldukça zor. Bazen hayatımda Geştalt dışında hiç birşeye yer bırakmadım gibi geliyor. gerçekten çok emek isteyen bir eğitim olduğunu söylemem lazım. Dolayısıyla tamamlamış olanlara ayrıca hayranlık duyuyorum. Bakın benim tamamlamaya çalıştığım eğitim şöyle: 600 saatlik kuramsal ve uygulamalı eğitim, henüz 3/4'ü bitti denebilir. 140 saatlik yaşantı grubu deneyimi, 70 saat olmuştur sanırım :) 100 saatlik bireysel terapi, hımmmm sanırım daha 20 saat falan olmuştur :) 120 saatlik süpervizyon, henüz başlanmadı :(

Daha uzun bir yolum var yani.. offf böyle bakınca kaygım arttı tekrar.. ne zaman yapacağım bu kadar işi.. bir de işin ekonomik kısmı var tabii.. yani uzun lafın kısası: arkadaşlar, terapiye gittiğinizde.. "aman ne çok para alıyorlar, pek pahalı, cık cık" falan demeyin.. yani deyin tabii de.. bir de bunu düşünün: hakkıyla terapist olmak için kişi kendisine sürekli yatırım yapmak zorunda ve bu yatırım da pahalıya patlıyor.. keşke devlet terapi için ödemeler yapsa da daha ihtiyaçlarının farkında, mutlu, bütün kişilerden oluşan bir toplum olsak :)

Aslında süpervizyon toplantısı öncesi Üsküdar'da  ızgara hamsi yediğim yerden bahsedecektim, dağıldım... Diğer arkadaşlarım daha geç geleceği için, ben biraz Üsküdar'da dolaştım. Dar yokuşlu sokakları, tarihi çarşıları, eski pasajları, balık pazarı, sebze pazarı .. Sonra balık pazarının girişinde solda Veli'yi gördüm, kocaman pencereleri ile cezbetti beni. Çünkü istediğim şey akşam olurken, ışıklar, martılar ve biraz Boğaz'dı.. Beklentimi karşıladı, birinci katta oturdum, Üsküdar Merkez Camii'nin hemen karşısında.. Balık gayet lezzetliydi.. ama asıl muhteşem olan mısır ekmeği idi.. menüde balık dışında Rumeli köftesi ve kebabı gibi seçenkler vardı ama herkes balık yiyordu.. Bir de muhallebili kadayıf istedim, kalmamıştı, benim aklım kaldı :) sıradan bir restoran gibi görünmekle birlikte beklediğimden daha iyi lezzetlerle karşılaştım diyebilirim.. bir de caddeyi, insanları, martıları, Boğaz'ı izleyerek Üsküdar'da balık yemek için iyi bir seçenek olabilir.. sizinle de paylaşayım istedim.. böyle görünce balıklara üzüldüm ama lezzetliydiler ne yapayım :(


2 yorum:

  1. keşke dış görünüşünden evvel hijyen olup olmadığına baksaydınız.mutfakda pislik içinde hemde anlatmakla bile izahı yok.

    YanıtlaSil
  2. Bu bilgi için teşekkürler.. İşin açıkçası mutfağa girmedim ama gittiğim gün bir hijyen sorunu da gözlemlemedim.

    YanıtlaSil