18 Aralık 2011 Pazar

Hafta Sonu

Dün okulda Yeni Yıl Panayırı vardı, Derin haftalardır gün sayıyordu.. Onunla beraber gittik.. Geçen yıl, benim okuluma gelmeyi çok istiyordu, çünkü Yeni Yıl Panayırı'ndan sonra zannetti ki bizim okulda her gün böyle geçiyor.. Evet gerçekten de çocuklar için çok eğlenceli, büyükler için ise söylemeye gerek yok; çok yorucu.. ama bir yandan da toplanan tüm gelir ile güzel sosyal sorumluluk projelerine fon oluşturulduğu için tatlı bir yorgunluk..
Derincik yine çok eğlendi.. bir sürü etkinlik yaptı, alış veriş yaptı.. Akşam da bende kaldı.. küveti doldurduk.. uzun uzun banyo keyfi yaptı, aldığı bebekle banyoda oynadı, onu banyoda İngilizce şarkılar söylerken duymak çok komik oluyor.. Bana dedi ki "teyzeee, sen hiç söylenmiyorsun ben banyoda keyif yaparken.. annem hiç senin gibi değil.. birazcık geveze".. Dedim ki "annelerin işi budur.. benim çocuğum olsaydın, sanırım ben de söylenirdim.. zaten o yüzden teyze olmak da, teyzelerde kalmak da keyiflidir.."  Sonra ödevin başına oturduk.. bitmedi ödevler, pek çok ödevi vardı.. sıkıldı, bir de sözüm vardı yılbaşı ağacı kuracağız diye onun için çok heyecanlandı.. gece yılbaşı ağacımızı kurduk.. mutlulukla süsledi.. ardından da beklediğim soru geldi "teyzeeeee takılarına bakabilir miyim? söz odanı dağıtmayacağım" :)))))))))))))) ben çaktırmıyorum ama bayılıyorum bu kısma.. "teyzeeee, bunu kullanıyor musun?" ya da "büyüyünce benim olabilir mi?" diye devam ediyor... dün akşam benden bir ruj aldı, daha doğrusu parlatıcı.. Gece geç yattık, sabah öksürerek uyandı kuzucuğum, ardından ateş, kusmalar falan derken, davet edildiği için çok mutlu olduğu partiye gidemedi.. annesi erkenden geldi aldı, şimdi evde bakımda.. ateşi 39'larda.. ben de hem suçlu hissediyorum kendimi, hem de çok endişeleniyorum.. Çocuk olayı gerçekten çok zor...

bir yandan da ne keyifli birşey ya.. geçenlerde küçük hanımla bir kitap kafeye gittik.. aldık kitaplarımızı, kahvemizi, çikolatamızı.. kitap okuduk.. benim dikkatim dağılıyor çevredeki kalabalıktan, ama kuzum işte böyle gömülüyor kitabına.. ne güzel bir arkadaş :))
Evde zaman geçirmeyi özlüyorum ben.. bugün Derin'den sonra evdeydim hep, bir ara sahile indim yürüdüm, sonra tekrar eve gelip domestic işlerle uğraştım..

evde bir kavanoz bal vardı.. artık havuçlu kek oldu :) hımmm pek leziz.. tarif şöyle:

2 bardak un, 1 yemek kaşığı tarçın, bir paket kabartma tozu, 1/2 su bardağı yağ, bir küçük kavanoz bal (400 gr.), 3 yumurta, 1 su bardağı parçalanmış ceviz, 3 su bardağı rendelenmiş havuç.. Önce bal ve yağı el blenderı ile çırptım, ardından yumurtaları ekledim. Başka bir kapta da un, tarçın ve kabartma tozunu karıştırdım sonra sıvı malzemeleri de bu kaba aktardım. Ceviz ve havucu en son koyup karıştırdıktan sonra önceden ısıtılmış 175 derece fırında 35-40 dakika pişirdim :) benim kadar beceriksiz birinin bile blogunda bir kek tarifi oldu böylece :) 

bir de hastalandığımdan bu yana çayımı baharat katkılı yapıyorum, sevdim bu tadı.. önceden sadece karanfil koyardım aroması için.. ama hastalanınca zencefil, kakule ve tane karabiber ekledim.. gerçi bugün karabiberi fazla kaçırmış olduğumu düşündüm ama yine de çayda keskin bir tat seviyorsanız öneriyorum.. özellikle zencefil çok güzel yakıştı bence..

Şimdi de Behzat Ç. bekliyorum.. keşke yarın da tatil olsaydı..

4 yorum:

  1. şeker yerine bal mı var tarifte? süpermiş, çok sağlıklı.

    YanıtlaSil
  2. Evet Zeynepcim.. Valla tadı da hiç fena olmadı.. Bir de zeytinyağı kullandım.. Son derece sağlıklı bir kek oldu... İçindeki en zararlı şey un :) ama unsuz da kek olmaz yani..

    YanıtlaSil
  3. demek anne geveze hıııı?
    iyi ki teyzesi var onu şımartacak :)
    muck...

    YanıtlaSil
  4. yaaa teyze, gevezelik etmeyince hasta oldu ama... partilere gidemedi sonra.. belki gevezeliği tercih ederdi :)

    YanıtlaSil