20 Haziran 2012 Çarşamba

Hayat sadece bir gündür! O da bugündür!

Öyle keyifli, öyle güzel bir gündü ki bugünde kalayım istedim.. başından sonuna mutlu, huzurlu.. bir de arada bana "mutlu musun" diye soran biri vardı ki ne özlemişim bu soruyu ve çağrışımlarını.. aslında yaşadığımız her günün elimizdeki tek gün olduğunu bilip hakkını vererek yaşarsak yaşam ne kadar tadına doyulmaz, ne keyifli bir şey olacak.. ben bir süredir hiç de fena yaşamıyorum.. gerçekten keyif alarak geçiyor günler.. arada geçmişe dönük minik dalgalanmalarım olsa da herşey tam da o tek gün keyfinde geçiyor.. böyle de devam etsin istiyorum.. dün B. ile geçen zaman, hafta sonu kardeşimle dertleşmelerimiz hepsi çok güzeldi..

Bugün ise başladığı andan itibaren dolu dolu geçti.. sabah PonArt tarafından okul öncesi öğretmenleri için düzenlenen bir etkinlikteydim... arkadaşlarımla herşeyinden çok keyif aldığım bir masa olduk.. bir sürü sanat malzemesi tanıdık... bir sürü şey yaptık.. ama benim en hoşuma giden oyun hamurlarından yapılan bu dilek tabağı idi.. bugün "yeni ay"mış masadaki herkes tabağa kendi dileğini sembolize eden birşey koydu.. ne enerji ama!! kesin hepsi gerçek olur diyorum... içinde benden de parçalar var.. ardından yeni ayı karşılamak üzere benim pencereme geldi... iyi dilekler.. bol şans hepimize :)


Tabakta neler yoktu ki at nalı, dört yapraklı yonca, euro ve dolar işaretleri, ev, araba, tek taş yüzük, mezuniyet kepi, melek, hayat ağacı, güler yüzlü ve sevgi dolu bir adam, anahtarlar.. neyse umarım dilekler hızla gerçekleşir :)

Saat 17:00 civarı etkinlik bitince ben 17:30 motoru ile Büyükada'ya, beni bekleyenlerin yanına geçtim.. Prinkipo'da uzun zamandır tatmadığım kadar lezzetli bir rakı, mezeler, dost sohbeti, kahkahalardı beni bekleyen... bu gece söylenen pek çok söz etkiledi beni.. ama en hoşuma giden: "filler dövüşür çimenler ezilir, filler sevişir çimenler ezilir!"

Büyükada, adım attığım anda kendimi başka bir ülkede hissettiğim yerdir.. Bu akşam da çok güzeldi..


Önceden adada gecelediğim olmuştu ama hiç 00:20 teknesi ile dönmedim.. saat 01:00'de Bostancı'daydık ve ben eve Bostancı-Adatepe arasını yürüyerek geldim.. İlk kez bu saatte, sahilde yalnız yürüdüm.. Biraz ürkek adımlar atıyor olsam da karşıma vampir, zombi gibi doğa üstü yaratıklar çıkmadığı gibi tecavüzcü sapıklara da rastlamadım.. ve bu saatte, bu şehrin yalnız yürüyen bir kadın için güvenli olabildiğini görmek beni mutlu etti... Hayat sadece bir gündür! O da bugündür! Bilerek yaşayabilmek umuduyla...

5 yorum:

  1. İnanamıyorum. O saatte sahil yolunda yalnız. Çok güzel bir şey bu. Benim en çok istediğim özgürlüklerden biri. İstediğin zamanda yalnız yürüyebilmek.

    YanıtlaSil
  2. aaaa ben niye atladım bu kısımları yaaa... bu arada güleryüzlü adam umarım yeşilbaşlı olmaz :))))

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Hüznün Tadı riskleri göze aldım ve ben de inanılmaz özgür hissettim, tabii aslan sütünün de yüreğimi mangal yaptığını söylemek lazım :) O saatte sahil çok güzeldi...

    Hani herkese attığım mesaj vardı ya kardeşcim.. O gün bugündür eve hiç uğramıyorum, ya da uğrayıp çıkıyorum.. Ceylo buna "saptırma" der, olsun bazen saptırmak iyi birşey :)) Güleryüzlü adamın ise doğa sevmesini kastettik, türbe değil... Sakın yanlış anlaşılmasın.. Zira türbe severler pek de güleryüzlü olmuyor :)))

    YanıtlaSil
  4. canim,

    yazin evde durulmaz ki zaten. sokaklar, vapurlar, meyhaneler, kara geceler ayak basmadığın yer kalmasın. :)
    insanin silahlari olmasi bunca seye ragmen nsail devam edebilidi. saptir gitsin.

    öptüm
    beyhan

    YanıtlaSil